911 BİR KEZ DAHA UYARDI : BANDIRMA’DA DEPREM RİSKİ VARLIĞINI KORUYOR

911 BİR KEZ DAHA UYARDI : BANDIRMA’DA DEPREM RİSKİ VARLIĞINI KORUYOR

ABONE OL
17 Ağustos 2023 19:04
911 BİR KEZ DAHA UYARDI : BANDIRMA’DA DEPREM RİSKİ VARLIĞINI KORUYOR
0

BEĞENDİM

ABONE OL

17 Ağustos 1999 yılında 7,4 büyüklüğünde 45 saniye süren Marmara Depremi büyük yıkımlara sebep olmuştu. Onlarca insanın öldüğü depremin ardından 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş Merkezli depremin 11 ilde yıkıma sebep olması akıllara 17 Ağustos depremini bir kez daha getirdi. Bandırma ve çevresini de bekleyen deprem karşısında risk altında olduğuna dikkat çeken Başkan Gürsoy, “Bandırma deprem karşısındaki risk durumunu koruyor” dedi.

17 Ağustos ve 6 Şubat’ta Türkiye’yi derinden etkileyen depremlerin büyük bir travma olarak kaldığını söyleyen Arama ve Kurtarma Derneği Başkanı Mustafa Gürsoy, “17 Ağustos 1999 Depreminin yıl dönümünde yine tekrarlara düşerek bir kez daha soruyoruz: ‘Ölümün ve unutuşun kolay ülkesi’ olmaya devam edecek miyiz? Marmara Depremi’nin yol açtığı toplumsal travma; ülkemiz gündeminin önemli bir parçası olarak bir gün ortaya çıkacak şekilde kendisini unutturmamaya çalıştığını göstermiştir. Buna rağmen 6 Şubat Kahramanmaraş Depremi ile yine sarsıldık, yine yıkıldık, yine canımız yandı, ve yine ülkece büyük bir travma yaşadık. Bugüne kadar yaşamış olduğumuz depremlerde yıkılan ve önemli ölçüde can ve mal kayıpları ortaya çıkaran yapı stoğumuzun temel sorunu, kaçak ve mühendislik hizmeti almadan üretilmiş olmalarıdır.” dedi.

“KENTSEL DÖNÜŞÜM KONUSU SADECE ‘YIKMAK VE YAPMAK’ DEĞİLDİR”

Bandırma ve çevresinde beklenen depreme duyarlılığın olmadığına dikkat çeken Başkan Gürsoy,“Tüm bu yıkımlara rağmen bugüne kadar sağlıklı bir yapı denetim sisteminin faaliyete geçmiş olması ancak yirmi yıl ve daha eski binalarda denetim olmaması da, yapı stoğunun güvensiz ve sağlıksız olarak üretilmesinin ana kaynağını oluşturmuştur. 1900’lü yılların başından bugüne kadar yaşadığımız depremlerde yüz binlerce fazla insanımız hayatını kaybetmiş, yüz binlerce insanımız yaralanmış, yüz binler mertebesinde yapımız önemli ölçüde ağır hasar görmüş ve yerle bir olmuştur. Yine ülkemizin, yasadığımız Bandırma/çevresi ve İstanbul’un ciddi bir deprem tehlikesi altında olduğu bilinmesine rağmen duyarlılığın ne derece olduğu da açıklıkla ortadadır, sorgulanmalıdır. Kentsel dönüşüm konusu sadece ‘Yıkmak Ve Yapmak’ değildir. Kentsel dönüşüm konusu; kentlerimizde var olup da bugüne kadar tüketilen boş alanların yerine, yeni alan yaratma çalışmaları olarak değerlendirilmelidir.” diye konuştu.

“DEPREM VE GÜVENLİ YAPI TOPLUMSAL BİR TRAVMAYA DÖNÜŞTÜRÜLMEKTE”

Depremin ‘Kentsel Dönüşüm Yasası’nı desteklemeli ve geliştirmeliyiz’ yasasının da eleştirilmesi gerektiğini kaydeden Başkan Mustafa Gürsoy, “ Risk kavramı risk taşıyan yerlerde değil, riski en az olan yerlerde deprem korkusu yaratılarak pazarlama alanı olarak yapılmaktadır. Deprem ve güvenli yapı toplumsal bir travmaya dönüştürülmekte, yapılaşma planlamadan önce getirilmeye çalışılmaktadır. Kentsel dönüşüm konusu sadece mekân düzeyinde ele alınmamalıdır. Dönüşüm sosyal, ekonomik ve mekânsal gelişmenin bir bütünü olarak ele alınmalıdır. Aynı zamanda dönüşüm; geleceğe yönelik toplumsal bir öngörünün oluşturulması ve yönetilmesi sürecidir. Ortak bir akılla herkes, kentini daha iyi, yaşanabilir, daha nitelikli bir yer haline getirme çabası içinde olmalıdır. Üstelik kentimizde ve ülkemizde yapılan mekânsal düzenlemeler bile; ortak akıldan ve estetikten, yaşanabilirlikten, sürdürülebilirlikten uzak olmuştur.” dedi.

“BANDIRMA’DA DEPREM KARŞISINDAKİ RİSK DURUMU, VARLIĞINI KORUYOR”

Türkiye’de bulunan önemli sayıdaki kamu binalarının; yurtların, okulların, kreşlerin ve hastanelerin büyük bir kısmının deprem güvenliğinin olmadığını söyleyen Başkan Gürsoy, “1999 depreminde, 6 Şubat 2023 deprem her yerde olduğu gibi Bandırma kentimizde de bulunan yapı stoğunun deprem karşısındaki risk durumu, bugün de varlığını aynen korumaktadır. Türkiye adım adım “büyük trajediye” yaklaşırken, ülkemizi yönetenler ne yazık ki, büyük rant açığa çıkaracak projeler peşinde koşmaktadırlar, demiştik ve yine büyük bir trajedi olan 6 Şubat 2023 Depremi’ni yaşadık. “ diye konuştu.

“HALA NEDEN DEPREMLERDE AFETLERDE ÖLMEYE DEVAM EDİYORUZ”

 

17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin üzerinden geçen 20 yılın ardından yaşanan 6 Şubat 2023 depreminde tekrar büyük bir yıkım yaşandığını belirten Mustafa Gürsoy, “Öncesinde de yıkıcı pek çok deprem yaşanmasına rağmen, 1999 depremleri ülke için bir milat olarak kabul edildi demiştik; nitelikli ve güvenli yapı üretimi, yapı denetimi ve ilgili mevzuat tartışma gündeminin ilk sırasında kendisine yer açtı; yapı üretim süreci bileşenlerinin görev sorumlulukları, deprem esnasında ve sonrasında nelerin yapılması gerektiğine dair pek çok bilinmez, sorun olarak varlığını hissettirdi ama hala neden depremlerde afetlerde ölmeye devam ediyoruz.” dedi.

“ASIL SORUN SAĞLIKSIZ VE KAÇAK YAPILAŞMA”

Depremlerde yaşanan asıl sorunun sağlıksız ve kaçak yapılaşma olduğuna dikkat çeken Gürsoy, “Tekrar ediyoruz; Türkiye bir deprem ülkesidir. Topraklarının ve nüfusunun büyük bir bölümü deprem tehlikesi altındadır. Ülke topraklarının yüzde 66sı 1. ve 2. derecede deprem bölgesinde yer almakta, nüfusu bir milyonun üzerindeki 11 büyük kent, ülke nüfusunun ise yüzde 70`i ve büyük sanayi tesislerinin yüzde 75`i deprem tehlikesi altında bulunmaktadır. 17 Ağustos depreminin her yıldönümünde soruna ve alınması gereken önlemlere dikkat çekmek durumunda kalmak bile başlı başına tuhaflığa işaret etmektedir. Bu tuhaflığın sorumluluğu, elbette ne vatandaşlardır ne de meslek odalarıdır. Sorumlular bellidir; deprem yıldönümleri sorumlulara sorumluluklarını bir kez daha hatırlatmaya neden olmaktadır.” diye konuştu.

“HER AN DEPREM OLACAKMIŞ GİBİ HAZIRLIKLARIMIZI YAPMALI”

Binaların depreme dayanıklı binalar ile yer değiştirmesinin günümüz şartlarında 75 ile 100 yıl süreceğini öngören Gürsoy, “Bir doğa olayı olan depremin önüne geçebilmek elbette mümkün değildir. Asıl hedef, doğa olaylarının doğal afete dönüşmesinin önüne geçmek, yer hareketlerine ve zemine uygun yapı üretebilmek, depremi bir risk faktörü olmaktan çıkartmaktır. Her an deprem olacakmış gibi hazırlıklarımızı yapmalı, kurtarma araç ve gereç eksikliklerimizi tamamlamalı, mahalle afet timlerini bir an evvel kurarak eğitimlerini vermeliyiz. Çok geç olmadan bir yerden mutlaka başlamalıyız. 6 Şubat 2023 Depremi Anma Günü’nde de aynı uyarıları aynı önem arz eden vurguları yapmaya gerek kalmadan gerekli çalışmaların mutlaka yapılması gerekmektedir.”dedi.

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.