Sakarya’da bir hayalin daha sonuna geldik. Büyük umutlar ile gittiğimiz final maçında ne yazık ki bir kez daha hüsrana uğradık. Bugün sonda yazacağımı hemen başta yazmak istiyorum. Bu kadro kalitesi ile final maçına çıkmak büyük bir başarıydı. Mustafa Gürsel Hoca başta olmak üzere tüm futbolcuları kutluyorum. Zor şartlarda ellerini taşın altına koyan yönetim kurulunu yaptıkları transfer yanlışlarına rağmen gecelerini gündüzlerini Bandırmaspor için harcayan yöneticilere de teşekkür ederim. Seher kardeşimle bütün sene boyunca yaptığımız programlarda futboldan anladığımız kadar Bandırmaspor’u yorumlamaya çalıştık. Kötü dönemlerde sosyal medya klavyecilerinin salladığı Mustafa Gürsel Hoca’ya sahip çıktık. O da bizi yanıltmadı ve takımı finale taşıdı. Finali kaybettik ve Süper ligin kapısından döndük. Her şeye karşın ben çok başarılı bir sezon geçirdiğimizi düşünüyorum.
Final maçından önce kısaca sezonu değerlendirmek istiyorum. Bu sezon 6. Kez Trendyol 1. Lig yer aldık. İki kez final oynama başarısı gösterdik. Zaman zaman kötü anlar yaşasak da tehlikeli bölgede yer almadık. Başlı başına bile bu bir başarıdır. Lakin sezon başlarında yapılan yanlış transferler ve kadro mühendisliği hataları daha başarılı olmamızı engelleyen birinci faktördü. Özelikle yabancı oyuncu tercihleri tamamen yapılmaması gereken yanlış transferlerdi. Nomel, Diakahby, Santos, Louzif, Paulinho takıma hiç katkı sağlamadılar. Sadece ihtiyar delikanlı Paixao’yu doğru transfer olarak görüyorum. Geçen devre arasında bu ismi yazmıştım. Yönetim Badji’yi tercih edip yine hata yapmıştı. Son yıllara baktığımız zaman Remi’nin dışında hiçbir yabancı futbolcudan birkaç yıl üst üste yararlanamadık. İlginçtir ki, Remi’ye de sezon başında kendine kulüp bul demiştik. Yapılan yanlış transferlerde Mustafa Gürsel Hoca’nın da katkısı olduğunu düşünerek onu da bu konuda eleştirmek isterim.
İlk yarı boyunca kanat oyuncuları olmayan, takımı saha içinde yönetecek oyun aklı olmadan takımın zirveden kopmaması başarıydı. Yedek olarak düşünülen 41 yaşındaki Paixao’nun sırtına binilmesi yanlış kadro mühendisliğinin göstergesiydi. İşe yaramaz 6 yabancı alacağımıza sadece Wesley gibi bir santrfor, Eren gibi bir oyun aklı alınsaydı sonucun ne olacağını okuyucularıma bırakmak isterim. İki futbolcu pahalı, olmaz denilebilir ama 6 futbolcu Bandırmaspor’a neye mal oldu bir de onu düşünün.
Önce Erzurum’u sonra da Bolu’yu yenerek finale geldik. İşte buralarda bir camia için lobi çok önemli. Ne yazık ki Bandırmaspor’un hiçbir zaman lobisi olamadı. Onur Göçmez’in şahsi çabası da İstanbul lobisi ile başa çıkamadı. Bu lobi eksikliğinin öncelikle sorumluları bölgemizdeki siyasilerdir. Kendilerini sadece Balıkesir milletvekili gören milletvekilleridir. Sadece final maçına gelmek ile taraftarlara otobüs vermekle üzerinizdeki sorumluluktan asla kurtulamazsınız. Finalde hakemin neler yaptığını hepimiz gördük. Yanlış anlaşılmasın yenilgiyi hakeme değil, gücümüzün yetmediğine yorumlarken, düşünmeden de edemiyorum. Acaba sahada Karagümrük takımına gücümüz yetseydi de Yasin Kol denen hakem müsveddesi buna izin verecek miydi diye düşünüyorum.
Sahada ilk yarı oyunu tuttuk. Tesadüfi bir gol ile de öne geçtik. Ancak 2. Yarıda Karagümrük takımını orta sahadaki presine karşı koyamadık. Topun bizde kalma süresi yaklaşık 5 saniyelere kadar düştü. Sadece Remi’nin çabası bu prese karşı koymaya yetmedi. Wesley atılan tüm topları tuttu. Takımının önde oynamasını sağladı. Şimdi bir Diony’i bir de Wesley’i karşılaştırın bakayım. Bir santrforun farkını görün. Mustafa Gürsel oyuncu değişiklikleri ile maça tutunmaya çalışsa da kadro kalite farkı buna izin vermedi. Ancak sakat sakat oynayan rakibini kovalamayan Billal’in neden 120 dakika oyunda kaldığını çok merak ediyorum.
Saha dışına çıkıp tribünleri de konuşmak isterim. Bu maçta seyirci ve taraftar farkının ne olduğunu Karagümrük seyircisi bize gösterdi. Bordo beyazlı seyirciler, maç başlamadan boş sahaya bağırıp durdular. Kendilerini tatmin ettiler. Alkol ve vuran güneşin etkisiyle 1 saat içinde tükendiler. Maça 15 dakika kala gelen rakip taraftarlar ise maçın başından sonuna kadar hiç susmadan takımlarını desteklediler. Devre arasındaki grup kavgaları da tüm güzelliklerin önüne geçen faktör oldu. Uzunca bir süredir taraftarlar arasındaki ayrışma giderek çatışma ortamına dönüştü. Kimin haklı kimin haksız olduğunun zerrece önemi yok. En önemli final gecesinde sizler birbirinize girip seyirciyi sindirirseniz suçlusunuz!!!
Şimdi yönetim Genel Kurula gidiyor. Hayırlısı diyelim. Ben Onur Göçmez’in sadece fotoğraf çektirmeyecek yönetime maddi destek verecek yeni bir ekiple devam etmesini isterim. Sonucu hep beraber yaşayarak göreceğiz.