Sanayileşmenin topluma dayatmalarından biri olan belki de en önemlisi beraberinde gelen çevre kirliliğidir. Uzun yıllardan bu yana bir kimlik arayışında olan Bandırma kenti artık yönünü sanayileşme tarafına çeviriyor. Üniversitesiyle eğitim kenti, verimli tarım arazileri ile tarım kenti, çevresindeki turizm merkezleri ile turizm kenti, kara, tren ve limanıyla da lojistik merkezi olma konusunda bocalayan Bandırma artık ben sanayi kenti olacağım deme noktasına geldi. Çevremizdeki OSB’ler ve sanayi tesisleri ile de çevre kirliliği daha göze batar noktaya evrildi. Bagfaş ve Eti Maden ile başlayan çevresel sorunlar OSB’lerin açılmasıyla artarak devam etti. Gönen Çayındaki ve Doğruca Mahallesindeki deredeki çevresel kirlilik hala sıkıntı yaşatmaya devam ediyor.
Bilindiği üzere kentimizde faaliyet gösteren Eti Maden İşletmeleri Boraks Fabrikası için son yıllarda merkezi hükümet tarafından büyük yatırımlar yapıldı. Bu fabrikanın atığı olan şlam Levent Mahallesindeki katı atık alanına dökülüyor. Yapılan anlaşmaların tamamlanmasının ardından Bandırma Belediyesi Eti Maden İşletmelerine yeni bir döküm alanı bulması için zaman vermişti. Edincik tarafından taş ocakları mevkisi için görüşmeler olsa da sonuca ulaşılamamıştı. Şimdi Eti Maden İşletmeleri Çalışkanlar Mahallesinin yanındaki arazi için Valiliğe başvuruda bulundu. Yıllardan bu yana hem Asit Fabrikası hem de Bagfaş tarafından adeta çevresel katliama uğrayan Çalışkanlar Mahallesi için yeni bir dert kapısı açılmak üzere. Bu konuda mahalle sakinleri imza kampanyası ile karşı duruş başlattılar. Haklılar mı? Sonuna kadar haklılar. Yollarını geçin, evlerinin içi bile kırmızı prit tozu olan Çalışkanlar Mahallesi halkı şlam döküm alanını mahallerinde istemiyorlar. Genelevin yıkılmasının ardından yeni yeni kendine gelen Çalışkanlar mahallesi şimdi tekrardan yok olma aşamasına gelmekle karşı karşıya. Bagfaş tarafından rezerv konulan alanlarının ortasındaki vadinin şlam alanı olmasını Çalışkan Mahallesi asla kabul etmiyor. Bu karşı çıkış için muhtar Osman Kuşçu önderliğinde ne yapılabilirse yapmaya kararlılar.
Gelelim konunun bir diğer paydaşına. Eti Maden Bor tesisleri sadece Bandırma için değil ülke için de son derece stratejik öneme sahip fabrikalar. Ülke ekonomisine katkısı inanılmaz boyutlarda. Bor Fabrikasında yaklaşık bin kişi çalışıyor. Aileleriyle beraber bu rakam 4-5 binleri buluyor. Bu kadar kişi buradan geçimlerini sağlıyor. Her ay Bandırma esnafı alınan maaşlardan yararlanıyor. Bu döngünün devam etmesi için fabrikaların çalışması gerekiyor. Fabrikaların çalışmasıyla da fabrikanın atık maddesi şlam çıkmaya devam edecek. Çıkan şlam bir şekilde bir noktaya dökülmek zorunda. Şlam döküm alanları bulunamaz ise önce fabrika küçülmeye, yenilenmemeye ve sonuçta da kapanmaya mahkum olacak. Kütahya ve Bigadiç yeni bir Bor Fabrikası için hazırda bekliyorlar. Kapanacak bir Bor Fabrikasının Bandırma’ya ekonomik zararlarını hesaplamak zor olmasa gerek.
Olayın iki paydaşını açıklamaya çalıştım. Çevreci bir anlayış ile şlam döküm alanları farklı yerlere taşınsın diyebiliriz. Farklı bir bakış açısı ile de Bandırma ekonomisine çok büyük katkı yapan Bor fabrikaları kapanmasın da diyebiliriz. Bu açmazı aşacak olan makamlar oturup bir karar verecekler. Çözüm bulunmak zorunda!! Bence Eti Maden İşletmeleri akaryakıt giderlerini göz ardı ederek kente ve tarım alanlarına uzak yeni şlam alanı bulmalıdır. Çalışkanlar Mahallesi’nin de bir Levent Mahallesi gibi olmaması gerekir.
Evet kentimizde iş olsun diyoruz, sanayileşmeye karar verildiği için de yeni sanayi tesisleri Bandırma’ya gelsin istiyoruz. Ama çevre kirliliğini de Bandırma’ya taşımasınlar diyoruz. Bizler maliyeti yüksek diye arıtma tesisleri çalıştırılmayan tesisler istemiyoruz. Mümkünse bacasız sanayi olsun istiyoruz.

Cemal Atabey