Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya
Avatar photo
Serhat Ozar

Bir elinde kalem, bir elinde makas

Bandırma’nın Gerçekleriyle Yüzleşme Zamanı
Siyaset, gerçekten de tuhaf bir meslek. Bir kez bulaştınız mı, ömrünüzün sonuna kadar içinden çıkmak neredeyse imkânsız. Örnek mi? Bandırma Belediye Başkanı…
Seçim öncesinde kapı kapı dolaşıp bolca vaatlerde bulunan, umut dağıtan bir aday profili. Halk bu vaatlere inanarak size güven oyu verdi ve siz de koltuğa oturdunuz.
Asıl hikâye de tam bu noktada başlıyor.
Göreve geldikten sonra sizi oraya taşıyan halk, kapınızdan ayrılmıyor. Kimi zaman anlamsız, kimi zaman bireysel çıkar odaklı taleplerle iş yapamaz hale geliyorsunuz. Bu hengâme içinde şehrin acil çözüm bekleyen gerçek sorunları göz ardı ediliyor. Bu sorunları çözmek adına öncelikle artık makamınızda misafir ağırlamayı bırakıp, bu işi yardımcılarınıza ve meclis üyelerinize devredin!
Sayın Dursun Mirza, göreve başlayalı 16 ayı geçti. Bu süreçte “sevgi yolu” düzenlemesi, Kasaplar Hali’nin onarımı, Eski Belediye Binası ve yol, kaldırım, kanalizasyon tadilatları gibi rutin belediye hizmetlerini başarıyla hayata geçirdiniz. Ayrıca sosyal belediyecilik anlayışının bir örneği olarak kent lokantaları projeniz de takdir topladı.
Ancak…
Bazı icraatlarınız var ki, adeta popülizm kokuyor. Göreve geldiğiniz günden bu yana neredeyse elinizden makas ve kalem düşmüyor; açılıştan açılışa, nikâhtan nikâha koşuyorsunuz.
Soruyorum size: Bandırma’nın bu kadar önemli sorunu varken, para, pul yok derken, çatır çatır arazi satışları yapılırken, nikâh kıymak ya da kurdele kesmek gerçekten sizin göreviniz mi?
Belediyenin maaşlı nikâh memurları var. Hadi onları geçelim, aylak aylak dolaşan ve parmak kaldırıp indiren meclis üyeleriniz var. Bazı meclis üyeleri ki, kendilerini adeta devlet başkanı sanıyor. Tavırları, yürüyüşleri değişmiş; egoları tavan yapmış. Tek yaptıkları, imtiyazlı ücretsiz otoparklara araç çekip, kanka işletmelerde dedikodu yapmak. Sayın Başkan, bu arkadaşların ellerine bir kalem bir makas tutuşturun da açılış ve nikâh işlerini onlar yapsın. Siz ise asli görevinize, Bandırma’nın gerçeklerine dönün. Projeler üretin ve o projeleri hayata geçirin!
Çünkü Bandırma ciddi bir göç dalgasıyla büyümeye devam ediyor. Bu büyüme; çevresel sorunlar, sağlık problemleri, çarpık kentleşme ve artık içinden çıkılmaz hale gelen şehir içi trafikle birlikte geliyor.
Bandırma’da hayat çekilmez hâle geliyor.
Cadde ve kaldırımlar hem yayaya hem araca dar geliyor. Ana arterler çift sıra araç ve motosiklet parkı ile tıkanmış durumda. Bandırmaspor’un işlettiği merkez otopark bile ihtiyaca yetmiyor. Araç sayısı her geçen gün patlıyor; Bandırma muhtemelen Türkiye’de araç yoğunluğu en yüksek ilçelerden biri hâline geldi.

İnönü ve Kâşif Acar caddelerinin kaldırımları vatandaşa dar gelirken, pislikten adeta renk değiştirmiş durumda. Toplu taşıma desen tam bir eziyet: Vatandaşlar araçlarda omuz omuza, sırt sırta yolculuk ediyor. Kimin umurunda?
Cumhuriyet Meydanı hâlâ yamalı bohça gibi. Taşlar kırık, yer yer çökmeler başlamış gibi. Unutmayalım, bu meydanın büyük kısmı dolgu zemin. O bölgeye temel atılırken tonlarca suyun nasıl tahliye edildiğini dün gibi hatırlıyoruz.
Bugünkü Bandırma, Hindistan’ın Yeni Delhi’sini andırıyor. Ama daha beteri geliyor: Edincik yolu üzerindeki Marmara OSB birkaç yıl içinde tam kapasiteye ulaştığında onbinlerce insan Bandırma’ya akacak.
Peki bu insanlar nerede barınacak? Trafik nasıl işleyecek? Bu şehir nasıl yaşanır kalacak?
İşte Sayın Mirza, gerçekler bunlar.
Artık elinizdeki kalem ve makası bir kenara bırakın. Bandırma’nın geleceğiyle yüzleşin. Çünkü yarın çok geç olabilir.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER