Bandırma’da iki dönem Belediye Meclis Üyeliği yapan ve sonrasında Milletvekili Adaylığı ve Belediye Başkan Aday Adaylığı ile siyasi yaşamını sürdüren Şehir Plancısı Harun Algül, bu dönemde siyasette aktif görev almadı. Bundan sonraki siyasi rotasının netlik kazanmadığı Algül ile Bandırma’nın sorunlarını, Belediye’nin çalışmalarını ve yerel genel siyaset gündemin değerlendirdik.
“Yaklaşık 10 yıllık belediye meclis üyeliği görevi sonrasında bildiğiniz üzere 28. Dönem genel seçimlerinde milletvekili adayı oldum. Seçim süreci bir yarış ve bu yarışta kazananda kaybeden de var. Biz seçim süreçlerinde “Bandırma kazansız, vekilsiz kalmasın” sloganı ile yola çıktık. Geldiğimiz noktada Bandırmayı temsilen bir milletvekili var. Ben siyasetten uzak değilim aslında fakat mevcut durum ve süreç çok ta kapı kapı gezmeyi ve ben tekrar adayım demeyi gerektirmiyor. Vakti zamanı geldiğinde yeniden görev almak gerekirse biz buradayız ve verilecek her türlü görevi yapmaya hazırız” diyen Algül, sorularımızı içtenlikle yanıtladı
Bu günkü Bandırmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bandırma da genel siyasette parti gözetmeksizin birden çok milletvekilinin olmasını arzu ederdim. Tabi gelinen noktada durum böyle değil. Özellikle her fırsatta Bandırmaya çok önem verdiklerini söyleyenler için sıralamalarda bile adaylara yer vermeyenler, ya da bölgemizden seçilen ama yerel ile hiç ilgilenmeyenler var. Buda kentin sahipsizliğini açıkça ortaya koymaktadır. Biz sandık başında oy kullanırken hangi kritere göre seçim yapıldığı hususlarında gerçekten dikkatli olunması gerektiğini, bölgemize katkı sağlayacak kişilerin desteklenmesi gerektiğinin altını hep çizdik. Şimdi kimseleri buralarda göremiyoruz.
Bandırma Yerel siyaseti ve belediye noktasında neler söyleyebilirsiniz.
Tabi belediye konusu hassas bir konu. Son 17 yıllık süreçte aynı parti ve farklı üç ekip ile yönetildik, yönetiliyoruz. Bu süreçte çok değer verdiğim kişilerde yönetimde yer aldı, ama tabi ki bu kişi meselesi değil bir takım meselesi. Yıllardır Bandırmada üretilen stratejilerin eksikliğini ve odak yanlışlıklarını göz önüne sermeye çalıştım. Bunu yaparken daha yapıcı bir politika izledik. Sözlemlerimizi kavga ortamı yapmadan yapmaya çalıştık. Her fırsatta belediye için proje ya da zihin trafiğinde destek verdik. Ne için ? Bandırma halkının daha iyi bir hayat sürebilmesi için Görüyoruz ki hiç faydası olmamış sanırım. Biz belediyeler halka hizmet için vardır dedikçe Belediyeler yandaşın çocuğuna iş verme çiftliğine döndü. 500’dü, 700 oldu şimdi 1000 oldu. Git gide artıyor. Hiç kimse vebal almıyor. “Benden önceki aldı” diyor. Yakın zamanda 2026 yılı bütçesi meclisten geçti. Bütçe toplamının 2/3 ü personel ile ilgili ödeme ve işlemler. Yatırıma kalan para neredeyse hiç yok. Bunu ifade etmenin başka hiçbir yolu yok. Toplam bütçenin yatırıma ayrılan kısmının kişi başına böldüğünüzde çok komik rakamlar çıkıyor. Sonrada 15 yıl boyunda Büyükşehir paramızı vermedi türküleri ile hizmet edemezliğin bahanesi üretiliyordu. Şimdi de Büyükşehir belediyesinden milyonlarca lira alacaktan bahsediliyor. Haydi bakalım sıra sizde…
Sizce Bandırmada yapılması gereken önemli yatırımlar nelerdir.?
Bandırma kent merkezi açısından bakıldığında farklı senaryolar var tabi ki. Deprem gerçeği, kentsel dönüşüm, trafik ve otopark sorunları gibi. Birçok konuda yapılması gerekenler var. Bu konularda istekli bir belediye olmalı ki sorunlar çözümlensin. Son dönem Sındırgı depremleri ortada. Bandırma hep risk altında. Meclis üyeliğim döneminde kurulan bir deprem komisyonu vardı. 3 sayfalık bir raporla olası Bandırma depremini özetlemişlerdi. Ben bu süreçte kentsel dönüşüm strateji belgesi hazırlanarak bandırmada kentsel dönüşüm yapılması gereken yerlerin tespit edilmesini ve bakanlığa sunulması gerektiğini savunmuştum. İcraatın en temel başlangıcı budur. Fakat durum yapılan 3 sayfalık rapordan öteye gitmedi maalesef. Belki de bunu nasıl yapacaklarını bilmeyen ama her fırsatta profesör geçinen bazı kişilerin zayıf ve egolu karakterleri yüzünden, konuyu bilen ve telkinlerde bulunan uzmanların göz ardı edilmesinden de kaynaklanıyor olabilir.
Kırsal mahallelerde de artık zamanın gerektirdiği mekanların sağlanması adına bazı stratejik karar alınması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle kırsal mahallelerde yaşayan vatandaşlarımızın rahat etmeleri için doğal gaz temini şart. Bu konuda öncelikli hareket kırsal mahallelerin imar planlarının yapılması. Bazı muhtarlar bu durumun farkında ve plan yapılması için çaba sarfediyorlar. Hatta bu konuda kırsal mahalleler plan bedellerini kendileri tarafından karşılanabilir mi diye araştırma yapıyorlar. Yani belediyeden öyle ümit kesilmiş ki kendi planlarını kendileri yaptırmayı bile artık düşünür olmuşlar. Zaten bütçeye detaylarına baktığınızda da 10 milyonluk bir imar plan bütçesi ile 2 ay içinde yapılması bahsedilen Bandırma 1/5000 Nazım plan sonrası 1/1000 planların yapılması hedeflenmiş sadece. Ortalama bir kırsal mahalle için 3-4 milyon bütçe ihtiyacı göz önüne alındığında kırsal mahalleler için bir planlama öngörülmediği açıkça görülmektedir.
Konusu gelmişken 1/5000 Ölçekli Bandırma Nazım İmar Planları hakkında ne söyleyeceksiniz.
Hayretle izlediğim bir konu. Eylül Ayı büyükşehir meclis toplantısında yapılan açıklamaları ve plan iptal gerekçelerini şaşkınlıkla izledim. Uzun yıllardır Bandırma’nın planları üzerinde ciddi spekülasyonlar ve siyasi karalama çalışmaları yürütüldü. Bu plan olmazsa öldük bittik dendi. Peki Ne yapıldı ? Planları 25 yıl önce yapılmış Aksakal ve Edincik’e önümüzdeki 25 yıl için aynı plan tek bir noktası değiştirilmeden reva görüldü. Hani strateji? Nerde Planlama teknikleri? Geleceği gören siyasetçiler nerde? Bandırma ise mevcut plan sınırları dışına çıkamadı. Hatta özel idareden devrolan Bursa çıkısı hattı bile bir bütün olarak plana alınamadı. Planlama nüfusunun hepsi kullanıldı ama yeterli miktarda sosyal donatı ayrılamadı. 800 dönüm Eğitim Tesis Alanı eksikti. 300 Dönüm Sağlık tesis alanı eksikti. Hepsini saymak istemiyorum ama Planlama 1 sınıf öğrencisinin bile bildiği konularda planda hatalar yapıldı. Bu eksiklikler defalarca kendilerine söylendi. Ama her zamanki gibi suç başkasına atıldı. “Sizin planınız” dendi. Buradan soruyorum; Bu planı siz imar komisyonlarında inceleyip onaylamadınız mı? Madem eksiği vardı düzeltseydiniz ve sonra onaylasaydınız. Müellifi göndermeseydiniz. Geleceği düşünerek yapılmış tek bir hareket yok. Şimdi mecliste diyorlar ki “inceledikçe eksikleri gördük” günaydın!
Planlama süreci adı üstünde olduğu gibi bir süreçtir. Analiz ve araştırmaya dayanır. Geçen süre zarfında kamu yatırımları değişir. Bakış açısı değişir. Gelecek 20 yıl için stratejiler ortaya konur. Geçtiğimiz 5 yıldır bandırma içinde iki tane otopark alanı belirleyerek inşaat sektörünün sorununa çare bulamayanların en az Bandırma içinde 1000 dönümlük ilave sosyal donatı alanını nasıl planlayacaklarını gerçekten merak ediyorum. Şimdi biz bunları söyledik diye bize kızanlar olur ama kendi çaresizliklerini otursunlar düşünsünler. Ben kanun ve yönetmelikler dahilinde olması gerekenleri söylüyorum. Şimdi ise yeni planların 2 ayda bitirileceği ifade ediliyor. Planlama toplumsal katılım ile olacak bir süreç. Sürece hiçbir kimseyi dahil etmez görüşlerini almaz, kendi kendinize sadece Bandırma Belediyesi arazilerinin kıymetlenmesi için planlama yaparsanız – bu ifade de kendilerine aittir. – gelişim odağı yerine kişisel konulara odaklanırsanız yine önümüzdeki 20 yıl Bandırma’da geneli için bir gelişim olmayacağı açıkça ortaya çıkmaktadır. Ancak personel maaşının ödenmesi için arsa satışı dendiğinde şiddetle karşı çıkanlar, yarın Etibank yanında yer alan Belediye Şantiye Alanını (yaklaşık 100 dönüm) satmak için planlama yaparsa hiç şaşırmam. Milyarlarca TL yatırıma gitmeyecek bir kazanç uğruna Bandırmanın bir 20 yılı daha tehlike altınca bence.
Şimdi gelecekte neler olabilir bir düşünüyorum da 2 ayda bitmeyecek bir planlamanın sözü verilmişken görüşlerin tamamlanamayacağı, plan analizlerinin bitmeyeceği, en az 6 aylık hazırlık dönemi varken, bu işinde Büyükşehir Belediyesince 2 ayda bitirilemeyeceği o kadar açık görülmektedir ki; devam eden süreçte 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar planlarının da en az 1 yıllık bir hazırlama, askı, itiraz değerlendirme ve kesinleşme süreci olacağı düşünüldüğünde bu dönemde de 1/5000 Planlar ve 1/1000 ölçekli planların tamamının bitmesi -yapılabilirse- 2028’i bulacaktır. Bandırma’nın bu dönemde bir plan görmesi kuvvetle zor bir ihtimal olarak görülmektedir.
Bandırma genelinde toplu taşıma, trafik ve otopark gibi konularda neleri düşünüyorsunuz.
Bandırmada mevcut bulunan toplu taşıma araçları bilindiği üzere Büyükşehir Belediyesi kontrolünde, fakat bildiğiniz üzere yere yönetim bu konuda mevcut durumu en iyi bilen ve takip eden olmalı, UKOME toplantılarında ise talepleri ileterek sorunlara çözüm üretme yönünde gündem oluşturmalıdır. Kamuoyunda toplu taşıma firmasının yaşadığı ekonomik sıkıntı zaman zaman gündeme de gelse, geçmiş dönemde sık sık bu konuyu dile getirerek Ak Partili Büyükşehir Belediyesini eleştirenler bugün sessizliği ile bizleri şaşkına çeviriyorlar. Bu arada konu hakkında aksiyon alsalar bir nebze konu kabul edilebilir. Ama gelinen noktada tablo aynen devam ettiği görülüyor ki, bu arkadaşların samimiyetsizliği bir kez daha perçinlenmiş oluyor.
Konu sadece toplu taşımada bitmiyor tabi ki; gerek araç trafiği gerekse yaya trafiği değerlendirilecek olursa, son dönemde sosyal medyada göreceğiniz kaldırım temizleme operasyonlarının en büyüğünün bandırmada yapılması gerektiği çok açıktır. Esnaf kardeşlerimizin sınırlarının belirlenmesi ve usulüz işgallerin temizlenerek yayalara en azından rahat bir güzergah oluşturuılması oldukça önemli. Ayrıca motosiklet park yeri hususlarında ciddi eksiklikler var. Kaşif Acar Caddesinde inanılmaz bir motosiklet yoğunluğu var araçlar bu parklanmalar dolayısıyla hareket edemez hale gelmiştir.
Otopark konusunda kesin ve kalıcı çözümler üretilmesi gerektiğini defalarca söyledik, Eski Tekel Binası arazisi, Eski Çocuk Sarayı arazisi gibi alanların sadece “ticaret” odaklı plan yapılma çalışılması oldukça yanlış olup, bir kerede kamu için bir yatırım planı yapılması gerektiği çok açık. Belediye kanunu belediyelere verdiği yetkilerde belediyeleri ticari işletme gibi yönetin demiyor, görevlerin tamamı kamusal fayda sağlama amacıyla oluşturulması nedeniyle bir kerde “yapacağımız proje para kazandırmasın, sadece vatandaşa hizmet olsun” diyerek çalışma yapılmasını bekliyoruz.
Ropörtaj : Cemal Vural ATABEY
