0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Timur savaştan dönerken köylülere hediye olarak bir fil vermiş. Köylüler bu bağışı sevinçle alkışla karşılamışlar. Bir zaman sonra fil köydeki ekinlere zarar vermeye başlamış. Köylü son derece şikayetçiymiş bu durumdan. Düşünmüşler Timur’la arası en iyi olan Nasrettin Hoca’ya gitmişler. Hocam senin Timur ile ilişkilerin çok iyi seni sever gidip söyle de bu fili alsın demişler. Hoca köylülere çok da güvenmemekle birlikte “Tamam gideceğim yalnız sizde benim arkamdan geleceksiniz. Ben sizin adınıza konuşacağım” demiş. Yola çıkıp Timur’un otağına varmışlar. Otağın kapısında hocayı karşılayan Timur sormuş! Hayrola hocam buyur ne istersin. Hoca arkasını dönüp köylüleri göstererek bu köylüler…. Demiş ve bakmış ki arkasında kimse yok. Sözlerine şöyle devam etmiş. “Köylüler gönderdiğiniz filden çok memnunlar acaba hünkarımız iki fil daha gönderir mi”….

Bu hikayeyi neden anlattım… Hepinizin iyi bildiği ve bir çoğumuzun da şikayetçi olup sosyal medya sayfalarından feryat figan ettiği bir angus kokusu sorunumuz var biliyorsunuz kent olarak. Hani hep yakınıyoruz ya oturduğumuz yerden evde çayımızı yudumlayıp, dizi izlerken göz ucuyla baktığımız cep telefonumuzdaki sosyal medya hesaplarına derdimizi döküyoruz ya! İşte o sosyal medyadan bas bas bağırarak, oy, moy yok çığlıkları atarak tepki gösterdiğimiz angus kokusu için birileri bişeyler yaptı geçtiğimiz günlerde! Bandırma’daki Sivil Toplum Kuruluşlarından oluşan çatı birleşim “Bandırma Demokrasi Platformu” çıktı Pazar yerlerine, meydanlara … Dedi ki, “Eyyy Bandırmalılar bu angus kokusundan rahatsızsanız, bu gemiler limana yanaşmasın istiyorsanız, gelin falanca gün limana doğru yürüyelim, limanın önünde basın açıklaması yapalım, tepkimizi dile getirelim! Var mısınız?”

Hikaye tanıdık geldi değil mi? Hani halk fil için gitmişti ya Nasreddin Hoca’ya… Evet işte o hikaye!… Gün geldi çattı, Bandırma’daki STK’ların temsilcileri düştüler yola! Liman kapısına vardıklarında bir baktılar ki, arkalarında halk falan yok! Al aşağı, vur yukarı 20-30 kişiler hepi topu!!! Neyse Allah’tan onlar Nasreddin Hoca gibi, yapmadılar da yine de mecallerini anlattılar liman kapısında! Sonra da çekip gittiler!

Sonuç! Sonuç hikayenin sonunda var zaten! Onlar Nasreddin Hoca gibi diyemediler belki ama biz buradan diyelim! Bandırmalı angus kokusundan memnun kardeşim! Bir iki gemi daha fazla yok mu? Onları da gönderiverin!!!

Hikaye burada bitti bitmesine ama, burada sorunun tamamını halka yüklemekte olmaz tabi. Buradan bir iki kelamda Bandırma Demokrasi Platformu çatısı altındaki yüzlerce üyesi bulunan STK’lara söylemek lazım. Toplumu ilgilendiren, ya da ilgilendirdiğini düşündüğünüz olaylarda hemen ellerinize bayraklarınızı, yazılı dövizlerinizi alıp meydanlara koşuyorsunuz! Koşuyorsunuz ama “Nöbetçi Eylemci” gibi sen, ben, bizim oğlan.. Hep aynı kişiler hep aynı çevre… Kendinizi sorgulayın, samimiyetinizi test edin! İkna kabiliyetinizi yeniden gözden geçirin! Bandırma’da kurulu bir Sivil Toplum Kuruluşu iseniz, kağıt üzerinde yüz lerce üyeniz varsa, meydana çıktığınızda 3-5 kişiden ibaretseniz bir yerlerde bir sorun var demektir inandırıcılık adına!
***
Beş yıldızlı otellerde genel kurullar yapıp da, dönüp “Vatandaş aç kardeşim!” derseniz, Marie Antoinette gibi “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler” yanlışına düşersiniz! Bu da sizinle Bandırma halkı arasında uçurumlar oluşturur.
***

Bizden söylemesi!