Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya
Vildan Kara Öztürk
Vildan Kara Öztürk

Süresiz Nafaka Kalkıyor: Yeni Bir Başlangıç mı, Yeni Bir Endişe mi?

Aile dediğimiz yapı, sadece iki kişinin birlikteliği değil; bir ömür boyu süren sosyal, ekonomik ve duygusal bir dengedir. Ancak bazen bu denge bozulur ve evlilikler biter. Boşanma, sadece iki insanın yollarını ayırması değil; aynı zamanda ekonomik bir ayrışmadır. İşte burada devreye “nafaka” kavramı girer.
Yıllardır yürürlükte olan süresiz nafaka uygulaması, boşanma sonrasında eşlerden birine ömür boyu destek sağlanmasını öngörüyordu. Şimdi ise gündemde yeni bir düzenleme var: Süresiz nafaka kaldırılıyor, yerine süreye bağlı bir sistem geliyor.
Düzenleme Ne Getiriyor?
Yeni tasarıya göre, nafaka süresi evlilik süresiyle orantılı olacak. Kısacası, evlilik ne kadar kısa sürdüyse, nafaka da o kadar kısa sürecek. Bu düzenleme, “ömür boyu nafaka yükü” eleştirilerini azaltmayı hedefliyor. Çünkü bazı durumlarda birkaç aylık bir evliliğin ardından yıllarca süren nafaka ödemeleri toplumda ciddi tartışmalara neden oluyordu.
Ancak bu değişiklik, sadece bir hukuk meselesi değil; aynı zamanda bir sosyal denge meselesidir.
Olumlu Yanları Var…
Bir aile danışmanı olarak görüyorum ki, süresiz nafaka kimi zaman taraflarda duygusal bir kopuşu zorlaştırıyor. Özellikle ödeyen taraf için “ömür boyu sorumluluk” hissi, yeni bir hayata başlama motivasyonunu olumsuz etkileyebiliyor.
Ayrıca bu düzenleme, boşanma sonrası bireylerin kendi ayakları üzerinde durmasını teşvik edebilir. Kadın ya da erkek fark etmeksizin, kişinin yeniden üretken hayata katılması, psikolojik olarak güçlenmesine katkı sağlar.
Toplumsal adalet duygusu açısından da, nafakanın ölçülü ve süresiz olmaktan çıkarılması, toplumdaki “haksızlık” algısını bir nebze hafifletebilir.
Ancak Riskleri de Var…
Her değişiklik gibi bu düzenlemenin de zayıf noktaları bulunuyor. Özellikle ekonomik olarak güçsüz, çocuk bakım yükü taşıyan ve iş hayatından uzak kalmış kadınlar için süresiz nafaka bir güvenceydi. Bu güvence ortadan kalktığında, birçok kadın için yaşam koşulları zorlaşabilir.
Unutulmamalıdır ki, Türkiye’de kadınların istihdama katılım oranı hâlâ istenen seviyede değil. Yani “süreli nafaka” sisteminde, yeniden ayağa kalkabilmek için yeterli fırsat sağlanmazsa, sosyal mağduriyet kaçınılmaz hale gelebilir.
Bu nedenle yeni düzenlemeyle birlikte, özellikle boşanmış kadınlara istihdam, eğitim ve psikososyal destek programları sunulması şarttır. Aksi halde yasal değişim, toplumsal yarayı derinleştirebilir.
Toplumun Denge Noktası: Adalet ve Vicdan
Aile, toplumun en küçük ama en güçlü yapısıdır. Hukukun amacı da bu yapıyı korurken adaleti gözetmektir. Nafaka düzenlemesinde asıl hedef, iki taraf arasında adil bir denge kurmak olmalıdır.
Unutmayalım ki, nafaka bir ceza değil, bir destek mekanizmasıdır. Bu desteğin süresini belirlerken sadece kanun maddeleri değil, vicdan terazisi de devrede olmalıdır.
Süresiz nafakanın kaldırılması, bir dönemin kapandığını gösteriyor. Fakat yeni dönemde asıl sınav, sosyal adaleti koruyabilmekte yatıyor.
Ekonomik özgürlüğünü elde edememiş bireyleri koruyamazsak, yalnızca hukuku değil; toplumsal vicdanı da zedeleriz.
Boşanmak bir son değil, bazen yeniden başlama cesaretidir.
Bu cesareti destekleyecek en güçlü unsur ise adil, ölçülü ve insani bir sistem kurmaktan geçer.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER