Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya

Levent Balkış: Sendikalarımızı kapatsanız da mücadeleye devam edeceğiz

  DİSK’e bağlı Emekli Sen Şube Başkanı Levent Balkış 1995

 

DİSK’e bağlı Emekli Sen Şube Başkanı Levent Balkış 1995 yılında ilk kez kurulan Emekli Sendikasının kapatılma çabalarını Şehir Gazetesine değerlendirdi. Emek ve demokrasi mücadelesinden emekli olunamayacağını belirten Levent Balkış “ Emeklilerin böylesine bir sendika kurmasının ne kadar doğru bir hamle olduğunu artık yaşayarak görüyoruz. Sendikalaşmak aslında çok doğru bir öngörüymüş. “ Dedi.

Balkış: Bizler Kral çıplak dedik

Peki Niye?

Emeklilerin sendikası mı olur diyenlere 2025 yılındaki emeklilerin içinde düştüğü ekonomik zorluklar, emeklilerin sendikalaşma sürecinin gerekliliğini ortaya net bir şekilde koyuyor. DİSK’e bağlı Emekliler Sendikası aktif bir sendika olduğu için, mücadeleden yana olduğu için, taraf olduğu için hep üzerinde bir baskı gördü ve sonuçta da 2017 yılında kapatıldı.  Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gidilse de ne yazık ki sonuç alınamadı. 2019’da tekrar emekliler bir araya gelerek isim değişikliğiyle sendika kurdular. 2019’dan bu yana da yine DİSK Emekliler Sendikası emeklilerin azmiyle, mücadelesiyle emeklilerin hakkını aramak adına gerçek anlamda sendikacılık yaptılar.

Dernekler gibi olmadılar. Siyasi iktidarı alkışlamadılar. Kral çıplak dediler. Ve bunun da cezasını  çekiyorlar. Tekrar kapatılma davası açıldı ve tekrar kapatıldı. Şimdi de yine 2025 yılında Devrimci Emekliler Sendikası altında tekrar kuruldu. Ve şu anda da faaliyete geçti. Bütün illerde de şubeleri, temsilcilikleri oluşturulmaya başlandı. Şunu söyleyebiliriz. Mücadele eden, hak arayan gerçekten de emeklilerin aklınızda olan yapılar,  siyasi iktidar tarafından diğer gazeteciler gibi, diğer milletvekilleri gibi, diğer demokrasi savunanlar gibi yaşam hakkı tanınmıyor. Aynı şiddeti biz de yaşıyoruz. Emekliler de yaşıyor. Zaten siyasi iktidar insanca yaşam değil, bize hayatta kalabilme seçeneği sundu. Şimdi onunla mücadele ediyoruz, hayatta kalabilmek için uğraşıyoruz.”

Balkış: Emekliler Ankara sokaklarını ısıttılar

Geçtiğimiz hafta Ankara’da gerçekleşen etkinliğe Bandırma’dan da katılım sağladıklarını belirten Levent Balkış “Yeni kurduğumuz Devrimci Emekliler Sendikasında da siyasi iktidar, AKP saray iktidarı bize her türlü zorluğu çıkartıyor. Örgütlenmemizin önüne geçecek, teşkilatlanmayla ilgili birçok pürüz çıkartıyor. Ama şunu bilsinler ki, emekliler  şuna inanıyor, yaşadık ve gördük, iki gün önce Ankara’daydık, on binlerce emekli Ankara’nın soğuğunda Ankara sokaklarını ısıttı. Buradan giderken de bir içimizde burukluk vardı. Yani biz Bandırmadan 8 saat yolculuk yaptık. Türkiye’nin her yerinden bu insanlar akın edecekler. Bu insanların yaş ortalaması 70-65 arasında. Orada böyle az olursak diye düşünmüştük, üzülmüştük. Böyle bir karamsarlık vardı. Fakat şunu gördük ki Ankara sokaklarını emekliler ısıttılar. Sokaklarda on binlerce emekli vardı. Bu bize hem sevindirdi hem de umutlarımızı daha da yeşertti.

Emekliler şunu söylüyorlar. Ne kadar siz bizim sendikamızı kapatırsanız kapatın. Ne kadar engeller çıkartırsanız çıkartın. Emekliler demokrasiye, inançlarıyla ve yaşadıkları durumdan kaynaklı haklılıklarıyla bu mücadeleden vazgeçmeyecek. Sendikaları da kapatsanız biz farklı örgütsel yapılarla bu mücadeleye devam edeceğiz. “

Balkış: Bu bütçe bizim bütçemiz değil

TBMM’de görüşülen bütçenin emekçilerin, emeklilerin, memurların değil zenginlerin bütçesi olduğunu söyleyen Balkış “ Tabi burada şunu da söylemek lazım. Şimdi siyasi iktidar bütçeyi bize yapmadı. Yine bir baktığımızda sarayın iktidarı bütçeyi zenginlere yapmış. Sarayın bütün gelirleri, bütün harcamaları korunmuş. Zenginlerin vergi afları içinde ama emeklilerle ilgili askeri ücretle geçinen işçilerle ilgili bütçede bize yer yok, bütçede biz yokuz. Emekliler yok, işçiler yok, çalışanlar yok, memurlar yok. Bu bütçe bizim bütçemiz değil. Bu bütçe zenginlerin bütçesi olmuş. Onu haykırmaya gittik biz. Yüksek sesle de haykırdık. Türkiye’de artık bence anlaşılmıştır diye düşünüyorum. Yani 22 yıldan beri iktidara olan bir siyasi anlayış emekçilere, işçilere, emeklilere, öğrencilere sırtını döndüyse, eğer bunun da bir sonucu olmalı diye düşünüyoruz. Ve olacaktır da yavaş yavaş da ortaya çıkmaya başladı.

Biz adalet istedik. Vergide adalet istedik. Bizim cebimizden TÜİK vasıtasıyla paramızı çalıyorlar. Enflasyon oranlarını kendilerine göre açıklayıp emeklilerin, işçilerin, asgari ücretlerinin eline geçecek paradan çalıyorlar. Bu yalanlarla ekonomiye iyi gittiğini gösteriyorlar. Bu doğru değil. O yüzden insanlar bunun farkına varmaya başladı diye düşünüyoruz. Mücadele edileceklerine de inanıyoruz. Ankara’daki miting bunun bir göstergesiydi.

Biz ne istiyoruz hükümet ne veriyor diye irdelemek gerek diye düşünüyorum. Aslında artık emekliler bir şey talep etmemeli, bir şey isteyemiyoruz demeliler. Çünkü, birincisi istediğimiz olmuyor, ikincisi artık çadır kumpanyası kurulmuş bizi öyle bir dar yere sokmuşlar ki aynı zamanda asgari ücretleri de dar bir yere sokmuşlar. Biz onların ağzıyla yüzde beşlerin, yüzde onların enflasyon oranındaki zamlardan bahsediyoruz. Söz edilen hiçbir zam oranı %5’ler %15’ler %20’ler asgari ücretlerin ne de emeklilerin sorununu çözmeyecek.  Çünkü mutfaktaki enflasyonla alakası yok bu zammın. Asgari ücretliyi de emekliyi de çalışanları da bunun içerisinde darbe alanını hapsetmişler. Ve biz onu tartışıyoruz.”

Balkış: İntibak yasası derhal çıkarılmalıdır

Emeklileri en kısa zamanda İntibak yasasının çıkarılmasını beklediklerinin altını çizen Levent Balkış “ Bugün Türkiye’de emeklilerle ilgili bir intibak yasası çıkmazsa 2008 yılında bu aylık bağlanma oranı tekrar düzenlenmezse, yasal değişiklikler yapılmazsa ne emekliliğin sorunu çözülür ne de asgari ücret sorunu çözülür.

Bir de vergiden muaf  tutulması gereken Holding sahipleri değil ki, vergiden muhafaza olması gereken, eğer mağdur ettiysen emeklilerdir. Vergiden muhafaza olması gereken, ülkeyi değer kazandıran, asgari ücretle çalışan işçilerdir.

Balkış: Bu ülkede çocuklar okula aç gidiyor

Bir de dikkat ederseniz 2008 yılından beri daha önceki süreçlerde var. Zaman zaman iş yasalarında çalışma hayatıyla ilgili yasalarda birçok yasa çıkardı. Bağıra bağıra çıkardılar. Dedi ki siyasi iktidarlar ya deliler şu şu sorunu çalışanların sorunu çalışma güvenliği yasası çözecek. Yalan çözmedi. Memurlarla ilgili yasalar çıkardılar. Aynı şekilde iddia edildi çözmedi. İşte hastanelerle ilgili şehir hastaneleri yapıldı.  Buradan bugün telefon edelim. Randevu almaya çalışalım birlikte, mümkün değil randevu alamazsınız. Bu sorun da çözülmedi. Kısacası yenilik adına reform adına söyledikleri hiçbir şey emeklinin, işçinin sorununu çözmedi. Çözmeyecek biz inanmıyoruz çünkü bilinçli bir tercih yapmış siyasi iktidar. Yani bugünkü uyguladığı politikanın tamamı sermaye sahiplerine, belli kesimlere ve saraya aktarılmış. Yani bugün övündüğü siyasi iktidarın işte biz belli bir yere getirdik bu ülkeyi dediği ülkede çocuklar okula aç gidiyor.

Çocuklara bir kap yemek veremeyen bir devlet olur mu? Bununla övünebilir mi? Ankara’da alanına giderken saydım. 14 tane SMA hastası çocuklar için dilencilik yapmaya çalışan kulübeler vardı. Yani gözyaşlarımızı tutamadık. Buna vicdan dayanır mı? Devlet, kendi çocuğunuzu kendiniz  iyileştirin der mi? Maalesef böyle bir yapıda bu siyasi iktidardan kendi sorunlarımızda ilgili bir çözüm beklemiyoruz. Beklemek hayalcilik olur.

Ama şunu biliyoruz örgütlü davranmanın gerektiğine  yıllardan beri inandık. Biz bizim gibi düşünden bütün insanları kendi örgütlerinde, kendi sendikalarında meslek örgütlerinde bir araya gelmeye örgütlenmeye çağırıyoruz. Birlikte mücadeleye çağırıyoruz.” Dedi.