Nöbetçi Eczaneler
Ekonomideki belirsizlik ve yüksek enflasyon, 2025’e girerken özellikle sabit gelirli kesim olan memur ve emekliler için zorlu bir süreci beraberinde getiriyor. Geçmiş yıllarda yaşanan satın alma gücü kaybı, bu yıl yapılacak maaş artışlarını daha da önemli hale getirirken, hükümet kanadından gelen açıklamalar da beklentileri yükseltti.
En Düşük Emekli Maaşı İçin Yeni Düzenleme Sinyali
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın yaptığı son açıklamalar, özellikle düşük maaş alan emekliler için umut verici bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Şu anda 12.500 TL seviyesinde olan en düşük emekli maaşı, mevcut sistemdeki eşitsizlik nedeniyle birçok emekli için gerçek bir alım gücü sağlamıyor. Yılmaz, bu sistemin revize edilmesi gerektiğini belirterek, hükümetin bu konuda kapsamlı bir çalışma yürüttüğünü vurguladı.
Mevcut uygulamada, düşük prim günü ve kazanç beyanı nedeniyle bazı emekliler “kök maaş” üzerinden daha az ödeme alıyor. Bu da aynı sosyal güvenlik sistemine bağlı bireyler arasında büyük bir dengesizlik yaratıyor. Yapılacak yasal düzenlemeyle birlikte, bu adaletsizliğin giderilmesi hedefleniyor. Ancak bu tür bir değişikliğin yürürlüğe girmesi için Meclis’te yasal onay sürecinden geçmesi gerekiyor. Bu nedenle gözler Mayıs ayında TBMM’ye çevrilmiş durumda.
Zam Oranları Belli Oluyor: Memur ve Emeklilere Ne Kadar Artış Yapılacak?
2025 yılı için geçerli olacak maaş zamları, TÜİK’in Aralık ayı enflasyon verileriyle birlikte netleşmeye başladı. İlk tahminlere göre:
-
SSK ve Bağ-Kur emeklilerine yüzde 15,75 oranında zam yapılacak.
-
Memur ve memur emeklileri ise yüzde 6’lık toplu sözleşme zammına ek olarak yüzde 5,23 enflasyon farkı alacak. Bu da toplamda yüzde 11,54’lük bir artış anlamına geliyor.
Buna göre,
-
En düşük memur maaşı 39.177 TL’den 43.726 TL’ye,
-
En düşük memur emeklisi maaşı ise 17.587 TL’den 19.617 TL’ye çıkacak.
Refah Payı Umudu: 2025’te Ek Artış Gelecek mi?
2024 yılında uygulanan yüzde 49,25’lik zamda olduğu gibi, bu yıl da refah payı düzenlemesi yapılıp yapılmayacağı merak konusu. Emekliler, enflasyon farkı dışında, yaşam koşullarını iyileştirecek ek bir artışın şart olduğunu düşünüyor.
Geçtiğimiz senelerde hükümet, refah payı adı altında emeklilere ek zamlar yapmıştı. Bu tür düzenlemeler özellikle düşük maaşlı kesim için adeta can simidi işlevi görmüştü. Ancak 2025 yılı için şu an itibarıyla refah payına dair net bir açıklama yapılmadı.
Ekonomistlerin büyük bölümü, refah payı olmadan yapılacak zamların yeterli olmayacağı görüşünde. Bu durumda hükümetin sosyal hassasiyetleri göz önünde bulundurarak, bu yönde bir adım atması bekleniyor.
Enflasyon Rakamları ve 2025 Öngörüleri
TÜİK verilerine göre, 2024 Aralık ayında enflasyon yüzde 1,03, yıllık bazda ise yüzde 44,38 olarak gerçekleşti. Bu rakam, 2023’e göre bir miktar düşüş anlamına gelse de, genel yaşam maliyetinin hâlâ yüksek seviyelerde olduğunu gösteriyor.
2025 yılına dair öngörüler ise temkinli. Birçok ekonomist, özellikle döviz kuru ve küresel piyasalardaki dalgalanmalar nedeniyle enflasyonun düşüş trendine girmesinin kolay olmayacağını belirtiyor. Bu durum, memur ve emekli maaşları için yapılacak artışların da baskı altında kalmasına neden olabilir.
Özellikle sabit gelirli vatandaşlar, TÜİK tarafından açıklanan resmi enflasyon oranlarının gerçek yaşam maliyetlerini yeterince yansıtmadığı görüşünde. Bu nedenle daha adil bir zam sistemine ihtiyaç duyuluyor.
Maaşlar Ne Zaman Hesaplara Yatacak?
Zamlı maaşların ödenme takvimi de netleşmeye başladı.
-
Memurlar ve memur emeklileri, zamlı maaşlarını 1-5 Mayıs tarihleri arasında alacak.
-
SSK ve Bağ-Kur emeklileri ise maaşlarını 17-28 Mayıs tarihleri arasında çekecek.
Yeni zam oranlarının Resmî Gazete’de yayımlanmasının ardından, banka hesaplarına yapılacak ödemeler de otomatik olarak güncellenecek.
2025’in İkinci Yarısında Yeni Bir Zam Gelecek mi?
Her yıl olduğu gibi, 2025’in Temmuz ayında da ikinci bir maaş zammı yapılması öngörülüyor. Ancak Ocak ayındaki zammın yetersiz kalması, Temmuz zammına olan beklentiyi daha da artırıyor.
Özellikle refah payı düzenlemesinin yapılmaması durumunda, yaz döneminde alım gücünün iyice düşebileceği değerlendiriliyor. Bu da hükümetin sosyal politikalarında yeni önlemler almasını zorunlu hale getirebilir.