YETMEZ AMA “EVET”ÇİLER

Yıl 2010 anayasa değişikliği için referandum yapılıyor. İktidarın sözde daha fazla demokrasi vaadiyle gittiği referandumda solun entel dantel takımı bu iyi bir başlangıç olabilir savıyla “ Yetmez ama Evet “ yanılgısına düştü. Belki de solun en büyük kırılması işte bu anayasa referandumunda yaşandı. Bu kırılma Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminin de kaldırım taşlarını döşedi. “ Yetmez ama Evet’çiler sayesinde anayasa değişikliği kabul edildi. Ülkenin kaderini belirleyecek en önemli seçimler öncesinde “Yetmez Ama Evet’çilerin” bir başka versiyonu sahne alma derdine düştü. Belki de düşürüldü. Bir dönem önce tüm muhalif partilerin desteğini alarak Cumhurbaşkanı adayı gösterilen, ancak kazanamayınca ortadan kaybolan Muharrem İnce bu seçimlerde de Yetmez Ama Evet’çilerin “ rolüne soyunarak tekrar aday  oldu. ★ Kuşkusuz her siyasetçinin şartları sağladığı sürece aday olma hakkı vardır. Ancak “Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemini değiştireceğim” diyerek aday olan tecrübeli İnce’nin iktidara destek sağladığını görmesi gerekmez miydi? Memleket Partisi’nde tek adam olan İnce’nin demokrasi adına aday olduğuna inanmak bence olası değil. Bu partinin başkan yardımcısının adını bilen var mı diye sormak isterim. Ortada parti değil sadece Muharrem İnce’nin olduğu bir yapı, bir siyasi parti olabilir mi? ★ İlk tura bakalım sonra karar veririz mantığı Millet İttifakı’nın mecliste anayasa değişikliğini sağlayacak olan çoğunluğu sağlamasını engelleyebilir. Zira ilk turda kullanılacak Memleket Partisi oyları iktidarın daha fazla milletvekili çıkarmasına neden olacaktır. İnce bu adaylığı ile Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sisteminin devam etmesini ve tüm kararların yine bir tek kişi tarafından alınmasına omuz verecektir. Z kuşağı diye adlandırılan gençlerin bu oyuna düşmeyeceğini umuyorum. ★ Beni Cumhurbaşkanı adayı yapan Kılıçdaroğlu’nun karşısına aday olarak çıkmam. Ben vefalı bir siyasetçiyim diyen Muharrem İnce’nin bu adaylığını ( Z ) kuşağının iyi yorumlamasını bekliyorum. Ben kadınların elinin değdiği her şeyin güzelleştiğine inananlardanım. Yetkim olsa ülkeyi 70-80 yaşında adamların değil genç kadın siyasetçilerinin yönetmesini tercih ederim. Ama böylesi siyasi partiler yasası olduğu sürece bunun hayal olduğunun da farkındayım. ★ Bu seçimlerın en çok kadınları ilgilendirdiğini düşünüyorum. Zira Atatürk’ün kurduğu laik, demokratik Türkiye sayesinde haklarına kavuşan kadınların bu özgürlükleri bazı kesimleri rahatsız ediyor. Bu hakların geri alınması için çalışmalar artık alenen de devam ediyor. Kadına yaşam hakkı veren İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldı. Kadın cinayetlerinin önü arkası alınamıyor. ★ Şimdi de aileyi ve kadını koruyan 6284 sayılı yasayı hedef aldılar. İstiyorlar ki, kadınlarımız, kızlarımız İran, Afganistan’daki Taliban rejimindeki ya da Arabistan’daki gibi olsunlar, okumasınlar, evlerinden çıkmasınlar istiyorlar. Tek amaçları kadını köleleştirerek, erkek egemen yapıyı korumaktır. Bu çarpık zihniyete birkaç bin oy için yeşil ışık yakanlara kadınlarımızın gereken yanıtı vereceğini umuyorum. ★ Dedim ya, bu seçimlerin kaderini kadınlarımız belirleyecek. Onlar Mustafa Kemal Atatürk sayesinde kazandıkları haklardan ve özgürlüklerden asla taviz vermeyecekler. Bu kez bir kez daha hortlayan “ Yetmez Ama Evet’çilerin “ oyununa gelmeyecekler.