0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Gönül verdiğimiz, kavgamızın kenti dediğimiz Bandırma’nın içler acısı hali yürekleri burkuyor. Neyi yazacağımızı, hangi sıkıntıyı dile getireceğimizi şaşırmış durumdayız. Belki de öne çıkarılması gereken başlıca konu yetkililerin sorumlulukları çerçevesinde hareket etmemeleridir. Bandırma’yı anlatan bence en iyi cümle “ Sorunları çözecek yetenekteki kişilerin yetkileri yok. Yetkileri olan kişilerin de bu sorunları çözecek yetenekleri yok.” Bu durumda da Bandırma’nın sorunlarını çözme şansı yok.
İl olmak için günleri sayan Bandırma, 70 yıllık hayali öncesinde gerçekten büyük sorunlarla boğuşuyor. Bandırmaspor’un deplasmanları dolayısıyla birçok kenti görme fırsatım oluyor. Bandırma ölçeğinde bir kentin girişleri ve çıkışları hiç bu kadar acınası durumda değil. Bursa Balıkesir yönünden kente girecek olursanız kanatlı sektörünün sebep olduğu koku dayanılmaz boyutta. Yol kenarları pislik içinde adeta mezbelelik olmuş. Gönen tarafından gelirseniz bu kez de tavukhaneler insana nefes aldırmıyor. Hadi Erdek’e gidelim derseniz florür kokusu size eşlik ediyor. Genziniz yanıyor, o bölgeyi biran önce terk etmek için gaza basıyorsunuz. Bu konuda ne bakanlık, ne Büyükşehir ne de Bandırma Belediyesi adım dahi atmıyor.
Bandırma yeşilini tamamen kaybetti. Bizim çocukluğumuzun yeşil Bandırması tarihe karıştı. Elde kalan birkaç yeşil alan da yok olma sıralarını bekliyor. Bandırma beton yığını oldu. Eski askeri alan proje alanı olurken, müze civarındaki çam ağaçları ve Atatürk Parkı para için ellerini ovuşturanların kapsama alanına girdi. Limana gelen angus gemilerine önlem alınamıyor. Hayvan kokusu ve sinek böcek istilası Bandırma’yı teslim almış durumda. Havamız ve denizimiz elden gitti. Kentimizdeki çevre örgütleri ve Kent Konseyi kendilerini tatmin etme noktasında davranıyorlar. Burnunun dibindeki çevre felaketlerini ve ağaç kesimlerini görmeyenler Akbelen’de fotoğraf çektiriyorlar kısa şortlarla. Çevre dostu dediğimiz Bandırma Belediyesi, bütçedeki açığı kapatma adına 20 yıllık çamların kesilmesine yeşil ışık yakıyor. Bu çevre katliamına karşı çıkması gereken çevre örgütleri eteğine yapıştıkları Bandırma Belediyesi’nin karşısına çıkma cesaretini gösteremezken Ak Parti İlçe başkanı ağaçların kesilmemesi için basın toplantısı yapıyor. Ne kadar büyük bir çelişki değil mi? Ülkedeki ormanları holdinglere teslim eden zihniyet Bandırma’da ağaçları koruyor.
Bandırma hiç olmadığı kadar pislik içinde. Yollar ve kaldırımlar yeteri kadar temizlenmiyor. Uzun zamandan bu yana çöp konteynerleri ilaçlanmıyor. Bandırmalı asla kenti temiz tutmak için duyarlı davranmıyor. Ellerindeki çöpleri yere atma konusunda oldukça ısrarcılar. Hele ki o sigara izmaritleri adeta kentin her yerinde tarla gibi! Kent biçilemeyen otların arasında yok olmuş adeta. Elde kalan bir ağaçlık alanın neden temizlenmediğini sorduğum sorumlular, Bandırma Belediyesine başvurduklarını konunun muhatabının Büyükşehir olduğu yanıtını aldıklarını söylediler. Büyükşehirde yılda bir iki kez gelip temizliyormuş. Yolların durumu ayrı bir felaket. Kazılan yolların onarılması noktasında ekipler yetersiz kalıyor. Ara sokakları geçtim ana caddeler bile Suriye yollarından daha kötü durumda. Nüfusu 200 Bine dayanan Bandırma’nın yollarını yapacak Bandırma Belediyesi ya da Büyükşehir Belediyesi nedense yolları Allah’a emanet etmiş. Yahu, Allah rızası için yolları birileri onarsın artık.
Bandırma sanırım Dünya standartlarında bir rekora koşuyor. 1999 yılında temeli atılan Kültür Merkezi tam 24 yıldır tamamlanamadı. O yıllar için zaten yetersiz olan bina bugünkü ihtiyaçlara yanıt veremeyecek olsa da bitsin diye bekliyoruz. Pertevniyal Hastanesi Belediye ile Üniversite arasında pin pon topuna döndü. Hiç kimse adım atmıyor. Hastane kavşağı Bandırma’nın canına ot tıkıyor. Kısacası Bandırma’nın neresine dokunursanız elinizde kalıyor. Bir kentin denizle buluştuğu sahiller en güzel yerleridir. Bu alanlar halkın kullanımına açılır. Bandırma’da ise deniz kenarları otopark olarak kullanılıyor. Yine kentin kıymetli noktaları en iyi şekilde değerlendirilir. Bandırma’nın en değerli alanları olan Tekel arazileri ve Cin Çukuru arazisine bizler araba park ediyoruz. Çok uzun yıllardan bu yana üzerine şerh koyulan bu kıymetli alanlar değerlendirilemiyor. İlginç değil mi? Bu alanlar Bandırma’da ise şaşmamak gerek diye düşünüyorum. Bandırma olarak bir başka acınacak durumumuz işgaller ile alakalı. Bir CHP’li meclis üyesinin kaldırım işgal etmesi ve belediyenin buna göz yumması sonrasında geldiğimiz noktada kentin tüm kaldırımları şimdilerde işgal edilmiş durumda. Bu vakitten sonra hiçbir başkan bu işgallerden kenti kurtaramaz.
Bandırma siyaseten de tükenmiş durumda. Çözüm üretemeyen siyaset, partilerin iç kavgalarıyla uğraşıyor. Tüm bu olumsuzluklar içinde Bandırma il olmanın hayalini kuruyor. Bu konuda da birkaç gönüllü dışında çalışan da yok zaten. Bandırmalı her konuda olduğu gibi bu konuda da kulağının üzerine yatar durumda. Birileri konuşsun, çalışsın, üretsin diye bekliyorlar.
Sonuç olarak Bandırma yok olurken, hepimiz seyrediyoruz. Hani bir laf vardır ya, mahalle yanarken birileri saçını tararmış. Umarım Bandırma kısa sürede saçlarını tarayan kişilerden kurtulur.