0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Yüksek Ziraat Mühendisi Burak Uğur Şehir Gazetesine yaptığı açıklamalarda, Atat tohumu ve kullanılması hakkındaki yanlış bilgilere vurgu yaparak,  maalesef toplumda yanlış bilinen bir gerçek var. Yerel tohumların eksilmesinin yasak olması ya da ata tohum kullanımının cezalandırılması gibi yanlış algılar mevcut dedi.

Günümüz dünyasında, artan nüfus ve azalan tarım alanları, Dünya genelinde gıda güvencesi konusunda büyük bir zorluk oluşturmaktadır şeklinde açıklamasına devam eden Burak Uğur “  Hızla büyüyen nüfus, tarım ve gıda üretimine olan talebi artırmaktadır, ancak aynı zamanda tarım alanlarının azalmasına neden olmaktadır. Bu iki faktör, gelecekteki gıda güvencesi için endişe verici bir denklem oluşturuyor.

Dünya nüfusu her geçen gün hızla artıyor. İklim değişikliğine bağlı olarak birçok bölgede doğal afetlerin artması, iç göçler ve şehirleşmenin hızlanması gibi faktörler, nüfus yoğunluğunun artmasına katkı sağlıyor. Bu durum, gıda talebinin de artmasına yol açıyor. İnsanların beslenme alışkanlıklarının değişmesi ve yüksek gelir seviyelerinin artmasıyla birlikte protein ve tarımsal ürünlere olan talep artmaktadır.

Öte yandan, tarım alanları giderek azalmaktadır. Kentsel genişleme, sanayileşme ve ormansızlaşma gibi etmenler, tarım için kullanılan arazi miktarını önemli ölçüde azaltmaktadır. Tarımsal üretim için verimli toprakların kaybedilmesi, tarımın sürdürülebilirliği ve verimliliği açısından büyük bir endişe kaynağıdır. Ayrıca, su kaynaklarının tükenmesi ve erozyon gibi faktörler de tarım alanlarının verimini olumsuz etkilemektedir.

Artan bu denli nüfus karşısında, azalan tarım alanları varken, insan türünü beslemek için mevcut alanlar yeterli midir? İşte bu sorunun sonucu verimli üretim ve birim alandan maksimum fayda ile ancak cevaplanabilir. “

Artan nüfusu beslemek için muhakkak suretle birim alandan hem daha fazla ürün elde edebilmeli hem de kaliteli ürünü ortaya koyabilmeliyiz diyen Yüksek Ziraat Mühendisi Burak Uğur “  Bunun yolu da tarımsal üretimin ana basamağı, başlangıç noktası olan tohumdan geçiyor.

Maalesef toplumda yanlış bilinen bir gerçek var. Yerel tohumların eksilmesinin yasak olması ya da ata tohum kullanımının cezalandırılması gibi. Öncelikle Ata tohum dediğimiz olguyu biraz açmamız gerekiyor. Ata tohum ya da yerel tohumlar, uzun yıllardır aynı coğrafya da kullanılan, yalnızca geliştirildiği alana adaptasyonu olabilen tohumlardır. Bir diğer yandan maalesef hastalık ve zararlılara olan dayanımları oldukça düşüktür. Değişen iklim koşullarına karşın tüm dünyada tarımsal üretimde hastalık faktörlerinin artması, bitkilerde ki hastalık versiyonlarının değişmesi söz konusu.

Hem birim alandan daha fazla ürün ihtiyacımız varken, hem de hastalıklarla mücadele ederken formülümüz kaliteli tohum olmak zorunda. Bu bağlamda ata tohumların profesyonel üretime katılarak, hastalık faktörlerini arttırmak ve aynı zamanda birim alandan düşük verim alma riski ile karşılaşmak çokta efektif görünmüyor.

5553 sayılı tohumculuk kanunu, Ata tohumun ticaretini engellemeye yönelik maddeler barındırıyor. Bunun ana sebebi de tamamen ülkede ki tarımsal üretimin daha sağlıklı ve çok daha kazançlı yapılabilmesini sağlıyor. Ata tohumun ekilmesi, kullanılması kesinlikle yasak değil, fakat ticarete konu olması engellenmektedir. Bir diğer yandan kanunlar sertifikalı tohumun kullanımını özendirmeye yönelik maddeler barındırmaktadır. Sertifikalı tohum ile de, belirli bir kalitede, belirli bir genetik safiyette, belirli bir verim potansiyelinde ve hastalıklardan Ari tohumun kullanılması hedeflenmektedir.

Ülkedeki genel tarımsal üretimin daha sağlıklı ilerleyebilmesi adına sertifikalı tohum kullanımı arttırılmalı ve özendirilmelidir. Tarımsal üretim anlamında hem toprak yapımız hem iklimsel çeliştiğimiz polikültür bir tarım desenine sahip olmamızı mümkün kılmaktadır. Böyle bir avantajı ve imkanı tüm yönleri ile iyi değerlendirmeli ve muhakkak tarımsal üretimi arttırmalıyız.” Dedi

haber: Cemal Atabey