17 EYLÜL’Ü KUTLADIK MI?

Bandırma’nın düşman işgalinden kurtuluşunun tarihidir 17 Eylül. Bu tarih aynı zamanda Kurtuluş Savaşında düşmana son kurşunun da atıldığı gündür. Ülkede bilinmeyen ya da Bandırma olarak yeteri kadar anlatamadığımız tarihi gerçektir son kurşunun şehrimizde atılmış olması. Bu gerçekler ışığında kutlanması gereken 17 Eylül’ü hakkıyla kutlayabildik mi diye sormak istiyorum. Benim yanıtım kuşkusuz hayır olacaktır. Eleştirel bakış açımın öznesi ne yazık ki Bandırmalılar. Suya sabuna dokunmayan, ama eleştiri yapmayı çok seven, sosyal olaylarda elini taşın atına sokmadan, birilerinin öne çıkmasını bekleyen Bandırmalılardan bahsediyorum. Bu kişiler öne çıkan, emek harcayan kişilere de muhaliftirler. Gel işin ucundan tut desen gelmezler. 17 Eylül Bandırma’nın kurtuluşu etkinliklerine katılmayan Bandırmalılar sizlerden söz ediyorum. Çocukluğumuzda bayram havasıyla kutlanan 17 Eylül’e çoluk çocuk koşan Bandırmalılar ne yazık ki şimdi eskilerde kalmış. Bandırma halkının oylarıyla milletvekili olan biri kişi var. Adı Burak Dalgın. Bugüne kadar kimsenin Bandırma’da görmediği bu vekilimiz CHP’ye verilen oylar ile Balıkesir Milletvekili oldu. Bandırmalılara bir teşekküre bile gelmeyen Burak vekilimizi Bandırma’nın kurtuluşunda görmek istemek hadsizlik midir diye kendisine sormak isterim. Bugün de gelmeyeceksen ne zaman Bandırma’ya geleceksin Sayın vekilim? 17 Eylül okullara da uğramamış. Tüm okullar sadece bayraklarını meydana göndermişler. Herhalde öğrencilerin Pazar günü yorulması istenmemiş. İlçe Kaymakamlığı ya da Milli Eğitim Müdürlüğü öğrencilerin yığınsal olarak törenlere katılmasına gerek görmemişler. Garnizon Komutanlığı 17 Eylül’ün Pazar gününe rast gelmesi yüzünden uçakların şehrin ve anıtın üzerinden gösteri uçuşu yapmasını maliyetli bulmuş. Bu sene gösteri uçuşlarını da izleyemedik. Türk Yıldızları desen, Balıkesir sınırlarını zaten geçmiyor! Milli bayramlarda Ziraat Bankası meydana bakan cephesine büyük Türk Bayrağı asardı. Onlar da kurtuluş gününün resmi tatil olmadığı gerekçesiyle Türk bayraklarını asmamışlar. Eskiden tüm meslek odaları araçlar hazırlar, resmi geçit törenini renklendirirlerdi. Artık onlar tarih oldu. Sadece Pazarcılar Odası kutlamalara katıldı. Onları kutluyorum. Eti Maden, Bagfaş büyük araçlarla ürünlerini tanıtırlardı. Satışlar iyi olduğu için onlarda Bandırmalıların karşısına çıkmaya gerek görmemişler. Bandırma’nın en renkli günü olan 17 Eylül artık o kadar sıradanlaşmış ki, yasak savarcasına bir kutlama bizlere layık görülür olmuş. İki şiir, halk oyunları ile Bandırma’yı kurtarıyoruz. Eskiler iyi bilir, 17 Eylül Bandırma’nın kurtuluşu âdete meydanda yaşatılırdı. Temsili Yunan kuvvetleri insanları iter kakar kötü davranırdı. Türk askeri şehre girer halkı Yunan zulmünden kurtarırdı. O mizansende kimse Yunan askeri olmak istemezdi. Herkes Türk askeri olmaya can atardı. O mizansen insan hakları, bir ülkeyi kötüleme gibi nedenlerle yapılmaz oldu. Şimdi Bayram namazı gibi 2 salla 1 bağla misali kutlamalarla Bandırma’yı kurtarır olduk. Sanırım bu eskiye özlem bizlerin yaşlandığının, hayattan beklentilerimizin farklılaştığının göstergesi olsa gerek. Ben eski 17 Eylül kutlamalarını özlüyorum. Son yıllarda milli bayramlarımıza gereken özenin gösterilmediğini düşünüyorum. Belki de ben yanılıyorumdur.